VERGİ DENETİMİNDEN ÖNCE "İZAHA DAVET" (SMMM)

Bildiğiniz üzere 25 Temmuz 2017 Tarihli, 30134 Sayı Numaralı Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan 482 Sıra Nolu VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ yayınlanmıştır.

Vergi Usul Kanununun “cezalandırılamayacak olan şekle ait usulsüzlükler” başlıklı mülga 370 inci maddesi 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla “İzaha davet” başlığı altında yeniden düzenlenerek 9/8/2016 tarihli ve 29796 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
Bu vesile ile, adı geçen Kanun”un 22. maddesi ile ölmüş (mülga) madde “yeniden düzenlenmiş” ve dolayısıyla canlanmıştır.

Temel alınması hedeflenen, 
izaha davet ile, idarenin verginin ziyaa uğramış olabileceğini harici karinelerle tespit ettiği hallerde, haklarında vergi incelemesine veya takdir işlemlerine başlanılmamış mükelleflerden yetkili merciler tarafından izahat talep edilmesidir.

Ortaya çıkabilecek yeni konularda Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ve Vergi Denetim Kurulu (VDK) tarafından belirleme yapılacaktır. İzaha davet kapsamına girecek konuların ihtiyaçlar çerçevesinde genişlemesini beklemek gerekir. 


“İzaha Davet” müessesesi ile asıl olan amaç, devamlı yazıla geldiği üzere vergiye gönüllü uyumun artırılmasıdır.

Peki bu nasıl olacak?

Son zamanlarda özellikle, 
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ‘leri (SMMM) “yok sayan” bir anlayışta direk “mükellef” hitaplı, duyuru ve bilgilendirme yazıları ile, hukuki normlar hiyerarşisine tanık olurken…

Nasıl olacak?

Bu vesile ile, kanaatimce en öncelikli olarak, Maliye Bakanlığı ‘nın tez zamanda, görsel ve yazılı yani sesli ve sessiz tüm olanaklarını kullanmak kaydı ile, Kendine mükellef olanların hizmetlerine sunduğu Mali Mevzuat Meslek Mensuplarına jest olabilecek, Kamu Spotu hazırlayarak, gönülleri kazanması gerekir. Bir çok sorunu olan Mali Müşavir Kamu Oyu ‘nun, ayrımsız olarak tüm mükellef gruplarında olduğu gibi, aynı vergisel müeyyide ve sonuçlara katlanma gibi keyfiyeti var ise, bunu pekala olarak da GİB sosyal Medya aracılığı ile de yapabilme imkanı vardır. Hem offline ve hem de online olarak…

Genel olarak “mükellefler” nezdinde bir söylev türetimi mevcut ise de, 3568 Sayılı Yasa ile sicile tabi SMMM ‘ler üzerinde yeni bir iş yükü daha oluşmuştur.

Gönüllü uyum süreci her hal ve halükarda bu olmasa gerek…

Bu olsa olsa “ seve seve”(!) yapmak zorunda kaldığımız bir “işten” öte bir şey değildir

Yukarıda yazdığım şekli ile bu bakış açısını sanki Bakanlığın memuruymuşuz gibi ele alalım. Gerçi hemen diyeceksiniz ki, her hangi bir sorun, problem olmadığı sürece özgür ve “serbest” muhasebeciyiz. Lakin işte sorun veya bir problem olduğun da yargılanırken tıpkı 657 Sayılı Memur statüsünde yargılanıyoruz… Çelişki değil mi?

Biz yine de kurduğumuz komplo teoremi üzerinden yürüyelim… 


Kamu Hizmetlisi veya Kamu Görevlisi olmak şartları ele alınırsa durumumuz ne olmalı?
Cezayı alırken hizmetli / görevli diye mi alınmalı?
Mahkemede yemin ediliyor mu?
Yuvarlak mühür veriliyor mu?
Yetki verilmiyorsa, o zaman ifadeyi alacak kim..?
Savunmamı alacak olan kim ?
Ben memursam bir sıkıntı yok…Memursam o zaman memurluk hakkımı bana da ver ben de bilgiye erişeyim…
Eğer memur değilsem, bilgi erişimim söz konusu olmadığından cezam ayrılsın..

Ve fakat içerden memur olanın aslında hiçbir bilgiye ulaşmak hakkı olmamasına rağmen, o hakkı kendinde görenler meslek mensubuna memuru gibi ceza kesmekte ise bir sorun yok mudur?


Tuzaklarla dolu olan bir sistem ve sanki her şeyin çıbanbaşı meslek mensubu. Bu algı değişmediği sürece, ya Devletten tokat yiyecek veya Devletin Mükellefinden şamar…
Mükellefe paydaş olan tüm Kamu Kurum ve Kuruluşları…Bir düşünün saymakla bitmez
-Maliye, Sgk, Belediye, GTB, Kosgeb,Odalar, Ticaret Sicil, Esnaf Sicil, Banka ve Finans Kuruluşları v.s.- karşılarında ise bir SMMM. Yine de yaranamıyoruz vesselam. 

Buna rağmen o mükellef her şeye para bulur ancak, SMMM ‘ye borç takar.!

SMMM tahsilat sorunu, yıllardır bir kangren halini almış ve yeni iş sahaları yaratılamadığından, mükellef gözünde ikincil statüye düşerek, aylık ödeme hiyerarşisinde sonlarda yer almaktadır. Çocuğunun eğitim parasından, arazi araçlarının masrafından, tatil programlarından dahi –ki saymakla bitmez- sonra gelen bir ihtiyaçlar zincirinin son halkası SMMM ‘lerdir.

Üstelik de,

-Katma değer vergisi bakımından vergiyi doğuran olay malın teslimi veya hizmetin ifasına bağlı olduğundan, serbest meslek faaliyetine ilişkin kazancın tahsil edilmediği durumlarda düzenlenecek serbest meslek makbuzunda, sadece KDV tutarına yer verilerek "....TL mal teslimine / hizmet yapılmasına ilişkin olup bedeli tahsil edilmemiştir." şeklinde notun yazılması,

-Serbest meslek kazancında tahsil esası geçerli olduğundan (kazancın kısım kısım tahsil edildiği durumlar dahil) serbest meslek makbuzunun tahsil edilen tutar kadar düzenlenmesi ve makbuz üzerinde "KDV için ... gün ve ... sayılı serbest meslek makbuzu düzenlenmiştir." şeklinde notun yazılması, gerekmektedir.

Bunun anlamı şu ki, tahsil etmediğiniz muhasebe ücretiniz için, cebinizden bir de KDV ödemeniz gerekmektedir. Kanun bu şekilde…

Adalet mi?

Kanun koyucunun adaleti bu..!

Bitmedi elbet…

Kremasını da koyarsak tam olacak gibi… İzaha Davetin Kapsamı dahilinde yer alan meslek mensupları, tıpkı avukat meslek mensupları gibi yaşam standartları çerçeve alınarak, ödedikleri vergi ile vergi denetim uyumuna tabi tutulacaklardır. 
 

Kaynaklar:

* VUK 482 Nolu Tebliğ
* Bumin DOĞRUSÖZ – İzaha Davet
(Dunya.com)

E-posta Girişi
E-Mükellef Girişi